Değer yaratan şirketler sektörde öne çıkacak

ERGO Türkiye CEO’su Theo Kokkalas, Türkiye pazarının potansiyeline inandıklarını ve bunu yansıtacak şekilde grup olarak Türkiye pazarına yatırım yapmaya devam edeceklerini söyledi. Kokkalas, “ERGO Türkiye olarak hedefimiz, grubumuz çatısı altındaki önde gelen şirketlerden biri olmak, Türkiye pazarında da sürdürülebilir bir kârlılıkla büyüyebilmek” dedi.

Sigorta sektörü uzun süredir kârsızlık sorunu yaşıyor. Bunun sebepleri nedir? Aşılması konusundaki çözüm önerilerinizi alabilir miyiz?
Evet, sektörün uzun süredir devam eden bir kârsızlık problemi var. Bunun birkaç tane temel nedeni var. Öncelikle, problem uzun kuyruklu branşlardan kaynaklanıyor, özellikle trafik branşından. Bu branşı dışarıda bırakarak baktığımızda sektör 2012’den beri teknik kâr elde edebiliyor aslında. Yani kârlılığı etkileyen en önemli konu trafik branşı ile ilgili rezervler. Trafik branşında geçmişteki teknik olmayan ve rekabete dayalı fiyat uygulamaları, zamanaşımı süresinin çok uzun olması, bu branştaki regülasyonun sık değişmesi ve bunun rezerv seviyelerini doğrudan etkiliyor olması en önemli faktörler. Bunlara ek olarak, genelde pazardaki operasyonel verimsizlik ve uzman personel eksikliği de bu sorunun çözümünü güçleştiriyor.

‘TEKNİK FİYATLAMA YAYGINLAŞMALI’
Bu sorunun çözülmesi için 2016 senesinde önemli adımlar atıldı ve regülasyonda önemli değişiklikler ve iyileştirmeler yapıldı. Ancak daha yolun başındayız. Bu atılan adımların sonuç vermesi için uygulamada da gerçekleşmesi ve yasal ortamın iyice sağlamlaştırılması gerekiyor. Buna ek olarak, teknik fiyatlama uygulamalarının pazarda yaygınlaşması ve teknik yetkinliğin artması olmazsa olmaz bir konu. Bu anlamda pazarda uluslararası şirketlerin varlığı büyük bir avantaj; hem teknik anlamda hem de operasyonel verimlilik konularında önemli bir know-how’a sahipler ve bunu Türkiye pazarına taşıyorlar.

ERGO Sigorta’nın Türkiye pazarına girdiği günden bu yana sektördeki yolculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERGO Grubu olarak, Türkiye pazarına 2008 yılında satınalma yoluyla girdik. 8 yılını geride bıraktığımız bu süreci, bir aile şirketinden, uluslararası arenada faaliyet gösteren bir sigorta devinin kurumsal yerel gücü olmaya uzanan bir yolculuk olarak tanımlayabiliriz. Satınalma sürecinden önce şirket büyük oranda trafik sigortası şirketi iken, biz şirketi neredeyse tek branşlı yapısından çıkartıp birçok branşta rekabetçi olarak hizmet verir bir duruma getirdik ve dengeli bir portföy yapısına ulaştık. Grubumuz adına bu sürecin iyi yönetildiğini ve kontrol altında olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
‘TÜRKİYE PAZARINA UZUN VADELİ BAKIYORUZ’
Türkiye’de sektöre girerken hedefimizi çok net belirlemiş ve piyasanın ana oyuncularından biri olma kararı vermiştik. Sermayedarımız Munich Re ve ERGO Grubu, ilk günden itibaren Türkiye sigorta pazarına uzun vadeli baktı ve bakmaya devam ediyor. Uzun vadede istikrarımızı ve başarımızı ise sürdürülebilir kârlı büyüme ile koruyabileceğimizi biliyor ve bu yönde de çalışmaya devam ediyoruz.

ERGO Türkiye olarak kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz neler?
ERGO Grubu olarak Türkiye pazarının potansiyeline inanıyoruz ve bunu yansıtacak şekilde grup olarak Türkiye pazarına yatırım yapmaya devam ediyoruz.
ERGO Türkiye olarak hedefimiz, grubumuz çatısı altındaki önde gelen şirketlerden biri olmak, Türkiye pazarında da sürdürülebilir bir kârlılıkla büyüyebilmek. Bu amaçla oluşturduğumuz stratejimiz 3 ana temele dayanıyor: Üstün hizmet, teknik mükemmellik ve operasyonel mükemmellik ve hepsinin temelinde iş ortaklarımızla karşılıklı duyduğumuz güven ilişkisinin artarak devam etmesi bulunuyor. Grup olarak dijitalleşmeye de ciddi bir yatırım yapıyoruz, bunu Türkiye pazarında da devam ettireceğiz.

‘KASKO YENİDEN ÇEKİCİ HALE GELİR’
Kaskonun geldiği nokta ve geleceğine ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Kasko, sektör olarak düzenli büyümenin görüldüğü alanlardan ve Türkiye pazarındaki en gelişmiş branşlardan biri diyebiliriz. Ancak,  son gelişmeler nedeniyle; artan asgari ücret seviyesi ve değişen döviz kuru, hasar maliyetlerini ciddi anlamda artırdı. Pazarda artan rekabet ve hasar maliyetlerinin artması kasko branşının mevcut durumda kârlılığını azaltıyor. Bu durumun bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum ancak sonrasında piyasa koşulları yeniden çekici hale gelecektir.

Tamamlayıcı sağlık sigortasının sektöre katkısı ne oldu?
Tamamlayıcı sağlık sigortası, sosyal güvenlik sistemi kapsamında olan sigortalıların SGK ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarından alacakları sağlık hizmetleri için SGK’nın karşılamadığı ve sigortalıların ödemekle mükellef olduğu fark ücretlerini karşılayan sağlık sigortasıdır. Türkiye’de yaklaşık 60 bin kişi bu hizmetten faydalanıyor. Dünyada farklı modellemeleri uygulanmakla beraber sağlık sistemine yapmış olduğu katkı, sosyal güvenlik politikalarının tamamlayıcısı niteliğinde olması ve devletlerin sağlık harcamalarını hafifleten yapısı nedeniyle tamamlayıcı sağlık sigortası gün geçtikçe tercih edilen bir model haline geliyor. Tamamlayıcı sağlık sigortası konusunda sektör ciddi anlamda gelişme gösteriyor, gelecekte de bunun artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Biz bu ürünle pazara giren ilk üç şirketten biriyiz. Şu anda 15’ten fazla şirket bu ürünü sunmaya başladı. Temmuz 2016 itibarıyla Tamamlayıcı Sağlık branşı % 154 civarında büyüyor ve toplam sağlık sigortalarının % 3’ünü oluşturmaya başladı.

ERGO Türkiye olarak tamamlayıcı sağlık sigortası ürününüzle ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
ERGO Türkiye olarak, 2013 yılından beri “ERGO Yüzde 100 Sağlık Sigortası” adıyla Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürününü hizmete sunuyoruz. Sigortalılarımızın anlaşmalı özel sağlık kurumlarından alacakları hizmetler için SGK’nın karşılamadığı ücret farkını özel ve genel şartlar ile belirtilen şekilde karşılıyoruz. Türkiye genelinde 370 kurum ile anlaşmamız bulunuyor. Ayrıca, tamamlayıcı sağlık sigortası ürünümüz ile beraber asistans hizmetleri ve indirimli hizmetler sunuyoruz. Bu hizmetlere ek olarak, sigortalılarımız eğer isterlerse yatarak+ayakta tedaviye doğum teminatını da ekleyebiliyorlar.

Şu anda sigorta pazarında hizmet veren uluslararası şirketlerin pazara etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uluslararası şirketler, özellikle sigortacılığın oldukça gelişmiş ve yaygın olduğu pazar tecrübelerini ve uygulamalarını Türkiye pazarına getiriyor.
Bu da sektörün profesyonelleşmesinde ve teknik olarak gelişmesinde önemli bir rol oynuyor.
Türkiye sigorta pazarı halen sigorta bilincinin çok düşük olduğu ve oto sigortaları ağırlıklı bir pazar, uluslararası şirketler yaklaşımları ve pazara sundukları yeni ürünler ile bu bilincin artmasına katkıda bulunuyorlar. Bunun Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.

‘MİSYONUMUZ DEĞER YARATMAK VE İYİ HİZMET’  
Türkiye’de sigortacılığın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bu gelecekte ERGO Sigorta’nın misyonu ne olacak?
Türk sigorta pazarının hem ciddi bir büyüme potansiyeli hem de kendine has birtakım dinamikleri var. Öte yandan finansal bir hizmet olduğunu düşündüğünüzde de sigortanın küresel alanda müşteriler için çok değerli bir hizmet olduğu görülebilir. Ancak, Türkiye’de sigorta bilincinin düşük olduğunu göz önüne aldığımızda, bu durumu bir avantaja dönüştürmek için sigorta bilincini artırmak, müşterilerimize iyi bir deneyim ve hizmet vermek için çalışmalıyız. ERGO Türkiye olarak misyonumuz tüm paydaşlarımız için değer yaratmak, acente ve müşterilerimize iyi bir deneyim ve hizmet sağlamaktır.

‘TRAFİKTE İYİLEŞTİRME ADIMLARI SÜRMELİ’
Torba yasada yapılan değişiklikler trafik sigortasını nasıl etkileyecek? Bu branşta yaşanan teknik zarara etkisi ne olacak?
Trafik branşında yapılan yasal değişiklikleri yakından takip ediyoruz ve sektörde önemli adımlar atıldığını düşünüyoruz. Son torba yasa değişiklikleriyle trafik sigortasındaki belirsizlikler büyük oranda ortadan kaldırıldı ve sigorta şirketlerinin riski göreceli olarak kontrol altına alınmış oldu. Bunun bir sonucu olarak da sektörde trafik sigortası fiyatlarının geçtiğimiz yıllardaki seviyelere inmese de bir miktar düşmeye başladığını görüyoruz. ERGO olarak biz de portföyümüzü de göz önüne alarak bir takım aksiyonlar aldık. Bu değişikliklerin olumlu yönde atılan önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz, ancak hem uygulamanın nasıl olacağı önemli bir konu hem de bu alanda daha yapılabilecek birçok iyileştirme ihtiyacı var, bu yönde adımlar atılmaya devam edilmeli.

‘Türkiye’deki her 5 tekneden biri ERGO güvencesinde’
Yat sigortası ürününüz ile sunduğunuz fırsatlar ve teminat kapsamları nelerdir? Ürününüzün özelliklerinden ve sektörde yarattığı farklardan bahseder misiniz?
Yat sigortası kapsamında sigortalılarımıza geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunuyoruz. Bu sayede, Türkiye’de yaklaşık her 5 tekneden birinin ERGO güvencesinde olduğunu söylemekten gurur duyuyoruz. ERGO Türkiye olarak, yatları ve içindeki ekipmanlarını muhtemel risklere karşı güvence altına alarak, denizlerde güvenli bir yolculuk sağlıyoruz. Bu alanda sigortalılarımıza ‘Tekne ve Yat Sigortası’ ve ‘Tekne/Yat İnşaat Sigortaları’ olmak üzere iki farklı ürün sunuyoruz.
‘Tekne ve Yat Sigortası’ kapsamında yatın gövdesi, makineleri, adını taşıyan servis botları, yat ile birlikte alınıp satılan donanım ve ekipmanlarını “Institute Yacht Clauses 1.11.82 Cl.328” kapsamında tek bir poliçe ile güvence altına alıyoruz. Sigorta güvencesi; denizde, yatma mahallinde, çekek yerinde, çekeğe alınırken ve çekekten indirilirken kesintisiz olarak devam ediyor.
Faaliyet gösterdiğimiz ikinci alan  ‘Tekne/Yat İnşaat Sigortaları’ ürünümüzle ise  tekneyi inşaat süresince teminat altına alıyoruz. Bu noktada, teknenin kızağa konmadan önce imalat sırasında karşılaşılabilecek riskleri ile kızağa konma ve inşaat aşamalarındaki riskleri, denize indirme, donatana teslim ve deneme seferindeki riskleri, kısacası tekne denize inmeden önceki tüm muhtemel riskleri güvence altına alıyoruz.

‘ACENTE VE BROKERLER ÖNCELİKLİ KANALIMIZ OLMAYA DEVAM EDECEK’
Acenteler, halen sigorta sektörünün en önemli dağıtım kanalı. Ancak son dönemde acente komisyonları en önemli tartışma konusu, sizin bu konudaki düşünceleriniz neler?
Türkiye gibi sigorta penetrasyonunun ve bilinirliğinin çok düşük olduğu bir pazarda acente ve brokerlerin büyük rol oynamaya devam edeceğine inanıyorum. Türkiye’de sigorta halen aracılar tarafından satılan bir ürün ve uzun bir süre bu şekilde kalmaya devam edecek. ERGO olarak ise acente ve brokerler bizim öncelikli kanalımız ve bu şekilde kalmaya devam edecek. Ancak bir yandan da unutmamalıyız ki, müşteriler ve davranışları değişiyor. Acente kanalı da bu değişikliklere ayak uydurmak durumunda. Biz bunun için sonuna kadar acentelerimizin yanında olacağız ve onlara bu konuda ihtiyaçları olan her türlü desteği sağlayacağız. ERGO Grubu olarak yeni strateji programımız çerçevesinde 1 milyar euroluk yeni yatırım yapmayı planlıyoruz ve bu yatırımların önemli bir kısmını dijitalleşme alanındaki yatırımlar oluşturuyor. Şirket olarak değişen çağ ve müşteri beklentilerine karşılık olacak bu yatırımları yaparken önemli hedeflerimizden biri de acentelerimizin de bizimle birlikte gelişmesine destek olmak.

Türkiye pazarına 2008 yılında girdiklerinihatırlatan Theo Kokkalas, “Bu süreci, bir aile şirketinden, uluslararası bir sigorta devinin kurumsal yerel gücü olmaya uzanan bir yolculuk olarak tanımlayabiliriz” dedi.

“Sermayedarımız Munich Re ve Ergo grubu Türkiye pazarına uzun vadeli bakıyor. Ergo Türkiye olarak hedefimiz, grup çatısındaki önde gelen şirketlerden biri olmak ve sürdürülebilir kârlılıkla büyümek.”

Meral Öztürk – Emin Özcan
meralozturk@sigortacigazetesi.com.tr
emin@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın