Belirsizliğin yansımaları yeni risklerde kendini gösteriyor
Swiss Re’nin her yıl düzenli olarak yayınladığı SONAR’da bu sene ortaya çıkan risk öngörüleri, jeopolitik gerilimler, değişken finansal piyasalar ve üretken yapay zekâ gibi teknolojik yenilikler de dâhil olmak üzere sigorta sektörünün küresel risk ortamını şekillendiren belirsizliği yansıtıyor.
Swiss Re’nin her yıl ortaya çıkan riskler hakkında bilgilendirmede bulunmak ve sigorta sektörünün dayanıklılığını sürdürmesine yardımcı olmak amacıyla yayınladığı SONAR’ın 2023 edisyonunda riskler düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç potansiyel etkiye ayırılıyor. Bu yıl 13 yeni riski ele alan rapor, reasürans ve sigorta piyasaları ve genel olarak dünya ile ilgili makro trendlere genel bir bakış sunuyor.
YÜKSELEN RİSK TEMALARI
Sigorta sektörü için potansiyel yeni veya değişen risk gelişmelerini gösteren tabloda yeni ortaya çıkan risk temaları yer alıyor. Tabloda ortaya çıkan bir riskin genel etkisi, sigorta sektörü üzerindeki potansiyel finansal, itibar ve/veya düzenleyici etkiyi yüksekten düşüğe doğru sıralıyor.
YÜKSEK- Potansiyel olarak yüksek finansal, itibar ve/veya düzenleyici etki veya önemli paydaş kaygısı
ORTA- Potansiyel olarak orta düzeyde finansal, itibar ve/veya düzenleyici etki veya orta düzeyde paydaş kaygısı
DÜŞÜK- Potansiyel olarak düşük finansal, itibar ve/veya düzenleyici etki veya düşük paydaş ilgisi
Tabloda yüksek olarak nitelendirilen iki riskten ilk sıradaki jeopolitiğin iş dünyasını kutuplaştırmasına baktığımızda, kutuplaşmanın getirdiği birbirini dışlayan pazarlar ve bunun etkisiyle işleyişinde aksaklık yaşayan bir sigorta sektörü görüyoruz.
Potansiyel etkilerini sıralarsak;
- Küresel ekonominin bölgesel bloklara bölünmesi nedeniyle pazara erişimin kaybedilmesi primlere olumsuz etki yapacak. Korumacı önlemler büyüme rakamlarının azalmasına neden olabilir. Mevzuat belirsizlikleri özellikle uzun vadeli işleri etkilemekte.
- Jeopolitik ittifakların ve yaptırım rejimlerinin karmaşık oluşu, sigortacıların yasal ve uyumluluk risklerini ve maliyetlerini artırıyor.
- Operasyonel zorluklar tedarik zincirlerindeki potansiyel aksaklıkları, siber saldırı tehditlerini ve ticari casusluğu da içeriyor.
- Askeri çatışma durumunda sorumluluk ve varlık portföyleri stres altına girebilir ve likidite yönetimi üzerinde baskılar ortaya çıkabilir. Bu da otomatik olarak sermaye maliyetini artıracak.
İkinci sırada yer alan gelişen teknolojinin sistemik güvenlik açıkları riski ise Makine Öğrenimi (ML) sistemlerinin artan kullanımı ve yeteneklerinin yeni güvenlik açıklarını da beraberinde getirmesini anlatıyor. Yetersiz farkındalık ve yönetim, artan sayıda hizmeti yeni saldırılara maruz bırakıyor.
Potansiyel etkilerini sıralarsak;
- Yapay zekânın yaygın kullanımı ve sistemik güvenlik açıkları, rakip makine öğreniminin risk/kayıp birikimine yol açabileceği yönündeki endişeleri artırması,
- Model kaçınmasının, otomatik sigorta taleplerinin işlenmesini etkileyebilmesi ve dolandırıcılığı kolaylaştırabilmesi,
- Dolandırıcıların sigorta dağıtımı ve fiyatlandırması için kullanılan makine öğrenimi sistemlerini hedef alması ve bunun sonucunda riske maruz kalmada istenmeyen değişikliklere yol aması,
- Mesleki sorumluluk branşı: Makine öğrenimi sistem arızaları veya veri ihlallerinin yazılım üreticilerinin veya dağıtımcılarının mesleki tazminat, hata ve ihmal taleplerini tetikleyebilir.
- Hack’lerin/adversarial makine öğrenimi saldırılarının* kamuya açık raporlarının itibarın zedelenmesine neden olması,
- Hedeflenmiş veri zehirlenmesinin** beklenmedik yüksek arıza derecelerine yol açması sonucu hasar taleplerini tetiklemesi.
ÜÇ YENİ RİSK
Sonraki 10 yıllık dönemde sigorta sektöründe büyük etkileri olabilecek riskleri belirleyen rapor, bu yıl listeye şu üç yeni riski ekliyor:
- Değişen demografi- Yaşlanan dünya nüfusu
Dünya, demografik değişimlerden geçiyor. En önemli değişim ise yaşlanan nüfus. 2020’de sadece 727 milyon olan 65 yaş üstü insan sayısının 2035’e kadar 1,1 milyardan fazla olması bekleniyor (sadece 15 yılda yaklaşık %60’lık bir artış beklentisi). Sigortacılar açısından bu durum, uzayan yaşam sürelerinin hem yeni soruları hem de yeni risk havuzu fırsatlarını beraberinde getirmesi demek. Ancak gelişen ilaç sektörünün ve bakım teknolojisi yeniliklerinin yarattığı belirsizlik sigortacıların karşılaşacağı sorunların başında geliyor. Ek olarak yaşam beklentisi artıyor olsa da sağlıklı yaşam beklentisi aynı hızda artmıyor. Hayat ve Sağlık (L&H) sigortacılarının ortaya çıkan birçok riskin tıbbi gelişmelerle ilgili olmayabileceğini, iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi faktörler nedeniyle de şekillenebileceğini bilmesi gerekiyor. Bu nedenle L&H sigortacılarının ek risk etmenlerini ele almak için sağlıkla ilgili verilere geleneksel odağın ötesinde bakması gerekiyor.
- Ruh sağlığı problemleri
COVID-19 pandemisi bitmiş olsa da ardında bıraktığı izler hala çok belirgin. Dünyanın dört bir yanındaki birçok insan hala COVID-19’un etkileriyle boğuşuyor. Bu durumun uzun vadeli sağlık etkilerine ilişkin belirsizlikler ise devam ediyor. Birçok ülke, salgın öncesi dönemlere göre hala yüksek ölüm oranları bildiriyor. Buna paralel olarak, özellikle gençler arasında sokağa çıkma kısıtlamalarının tetiklediği ruh sağlığı sorunları devam ediyor. Ek olarak, yeni pandemi riski ufukta belirdi: Kuş Gribi. Bu risk, hem küresel sağlık koşulları hakkındaki endişeleri körüklüyor hem de toplumların ve sigortacıların yeni bir salgına ne kadar hazır olduğuna dair soru işaretlerinin artmasına neden oluyor.
- Dijitalleşmenin yıkıcı etkileri
Ekonominin dijitalleşmesi daha önce görülmemiş bir hızla ilerliyor. Yapay zekâdan (AI) akıllı mobiliteye kadar çeşitli alanlardaki teknolojik atılımlar toplumları ve yaşam biçimlerini temelden değiştirme potansiyeline sahip. Dijital platformlara geçiş gömülü sigorta gibi yeni sigorta yolları için fırsatlar sunuyor. Dijitalleşmeyle birlikte sigortacılar, teknoloji şirketleri ve sigortacı olmayan şirketler arasındaki ortaklıklar çevrimiçi ürün veya hizmetlere sorunsuz bir şekilde eklemlenebilecek sigorta tekliflerinin ortaya çıkmasını sağladı. Diğer yandan yeni teknolojiler birçok sektörü şekillendirmeye devam ederken güvenlik açıkları, kesinti riskleri gibi birtakım risklere de ortam oluşturuyor. Ek olarak, bu durumun sigorta şirketlerinin hasar deneyimlerini etkilediğini de belirtmek gerekiyor. Makine Öğrenimi’nin (ML) artan kullanımı da sunulan hizmetleri sabotaj, dolandırıcılık, hırsızlık ve diğer amaçlara yönelik potansiyel bilgisayar korsanlığı saldırılarına maruz bırakması muhtemel. Makine Öğrenimi sistemlerine yönelik saldırıların önlenmesi işletmeler, sigortacılar ve düzenleyici otoriteler için temel bir endişe kaynağı haline gelecek. Son olarak dijitalleşme veri sahipliği ve sorumluluğuna ilişkin önemli hukuki soruları da gündeme getiriyor. İnternetteki kaynaklardan çok çeşitli içerikler oluşturabilen üretken yapay zekâ teknolojisinin yükselişi, telif hakkı, fikri mülkiyet ve gizlilik ihlaliyle ilgili endişeler de cabası.
TRENDDE NELER VAR?
Rapor, sigorta sektörü ve müşterileri için önemli olabilecek yeni ortaya çıkan trendlere de ışık tutuyor. Trendleri sıralamak gerekirse;
- Hayat & Sağlık (L&H) sigortacıları için yükselen risk etkenleri
Hastalanma olasılığı sağlık sigortasının temelini oluştururken, hayat sigortası çözümleri ölüm tahminlerine dayanıyor. Ancak COVID-19, L&H sektörünün geleceğe yönelik tahminleri için tek başına hastalık ve ölüm tahminlerinin yeterli olmayabileceğini ortaya koydu. Örneğin, nüfus yaşlandıkça bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasız insanların sayısının artması, antibiyotik direnci veya aşılara yeterince yatırım yapılmaması gibi henüz çözüme kavuşturulmamış bazı önemli sorunlar bulunuyor. Bu tür risk faktörleri, salgın/pandemi durumunda artan hastalık ve ölüm oranı gibi sigorta sektörünün hâlihazırda maruz kaldığı riskleri artırabilir. Bu noktada sağlık konusunda birtakım tehlikeleri de beraberinde getiren iki önemli trendi vurgulamak gerekiyor: İklim değişikliği ve doğanın tahribatı. İnsan-yaban hayatı etkileşimleri, zoonotik hastalık riskini artırarak salgınlara ve pandemilere neden olabilir. İklim değişikliği hastalıkların kapsamını veya yayılmasını şiddetlendirebilir. Bu, insanlığı daha önce deneyimlemedikleri bulaşıcı hastalıklara maruz kalmasına ve bunun sonucu olarak da hastalık ve ölüm oranlarının beklenmedik şekillerde etkilenmesine neden olabilir.
- Dijital İkizler: Sanal ürün testi ve bakımı
Sanal ve gerçek dünya arasındaki boşluğu dolduran dijital ikizleri, fiziksel nesnelerin (örneğin bir araba) veya sistemlerin (örneğin bir üretim hattı) dijital kopyaları olarak tanımlayabiliriz. Dijital ikizler şimdilerde tüm sektörlere entegre edilerek ürün testi, tasarımı ve bakımında maliyet tasarrufu sağlıyor. Ancak bu teknolojinin özellikle yapay zekâyla birlikte yaygın kullanımıyla sistemik ürün sorumluluğu, geri çağırma riski ile gizlilik ve siber güvenlikle ilgili endişeleri de artırıyor. Dijital kopyalar oluşturmanın gizlilik ve siber güvenlikle ilgili gündeme getirdiği sorunlara bakacak olursak, öncelikle birçok dijital ikizin çalışması, gerçek dünyadaki verileri ve hareketleri izleyen çok sayıda sensör tarafından sağlanan bilgilere dayanıyor. Bu sensörler, süreçler ve sistemler arasında iş birliği kurarken hassas bilgilere de erişiyor. Bu durum, işletmeleri siber saldırılara, veri hırsızlığına ve sabotajlara karşı savunmasız bırakıyor.
- Üretken yapay zekâ
Üretken yapay zekâ sistemlerinin hızlı gelişimi, underwriting ve hasar süreçleri için fırsatlar yaratırken sahiplik ve ilgili risklerle ilgili soruları da gündeme getiriyor. Büyük veri setleri üretken yapay zekânın temelini oluşturuyor. Bu veri setleri ise sahipliğin yanı sıra veri kalitesi ve önyargılar ile ilgili birtakım endişeler barındırıyor. Örneğin, birçok sanatçı üretken yapay zekâ araçlarını eğitmek için kendilerine ait resimlerin kullanıldığını iddia ederek dava açtı. Birçok platform ise yapay zekâyla üretilmiş sanat eserlerinin kullanımını yasakladı. Sigorta endüstrisini ilgilendiren bir başka risk de kamuya açık üretken yapay zekâ sistemlerinin insanları profesyonel tıbbi, hukuki veya finansal tavsiye arama konusunda caydırabilmesi. Bu sistemler sadece eğitim verisi kullanarak öngörülerde bulunabiliyor, gerçek zamanlı verilere ulaşamadığından yanılma payı da artıyor. Kısacası, eğitim verileri ne kadar çok sınırlı, taraflı veya yanlış olursa oluşturulan tahminler/cevaplar da aynı şekilde olacaktır.
- Gömülü sigorta
Gömülü sigorta çözümleri yıllardır büyüyen bir trend ve birçok sigorta şirketinin portföylerinde yer alıyor. Konsepti ise sigorta teminatlarının başka bir ürün veya hizmetin parçası olarak gerçek zamanlı olarak hazırlanması ve satışı. Satış noktasında risk korumasını doğrudan tüketiciye getiriyor diyebiliriz. Buna verilebilecek en iyi örnek, Tesla tarafından geliştirilen bir uygulama aracılığıyla sunulan, ABD’nin seçilmiş eyaletlerinde mevcut olan oto sigorta ürünü. Bu sigorta, sürüş davranışı ve gerçek zamanlı veriler gibi faktörlere dayanıyor. Karşılaşılacak zorluklar açısından bakacak olursak dağıtım modeli nedeniyle (yani bir şirketin temel hizmet veya ürününün bir parçası olarak satış), gömülü sigorta teklifinin basit olması gerekiyor ancak bu durumda aşırı basitleştirilmiş poliçe şartları hem tüketicileri hem de sigorta şirketlerini belirsizliklere veya yanlış anlamalara karşı daha savunmasız hale getirme riskini barındırıyor. Tüketicilerin daha hızlı ve daha basit bir sigorta satın alma sürecine alışmasına paralel şekilde hasar süreçlerinin aynı hıza ulaşma beklentisi artıyor. Bu beklenti sigorta şirketleri tarafından her zaman karşılanamayabilir. Bir diğer zorluk ise tüketicilerin gömülü sigorta çözümüne alışarak sigortalı olmadıkları halde sigortalı oldukların düşünerek ihtiyacı olacak korumayı almaması. Tam tersi durum da görülebiliyor. Tüketici gereksiz sigorta satın almaya yönlendirilmiş veya zaten var olan poliçede yer alan bir teminatın ayrı olarak tekrardan satın alınması nedeniyle aşırı koruma altında olma riski de taşıyor.