“Başarımızın temeli netlik, şeffaflık ve iyi iletişim”

“Başarımızın temeli netlik, şeffaflık ve iyi iletişim”

Doğa Sigorta’nın sektörün önemli oyuncularından birisi haline geldiğini ve bu başarıyı kuruldukları günden beri devam ettirdiklerini belirten Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kırmızı, “Doğa Sigorta’nın tüm yönetici ve çalışanları olarak acentelerimiz ve diğer iş ortaklarımız ile kurduğumuz netlik ve şeffaflık içindeki sıcak iletişim bu başarının önemli bir kaynağıdır” şeklinde konuştu.

Sigortacı Gazetesi’nin bu ayki “CEO’lar Konuşuyor” sayfalarının konuğu Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kırmızı oldu. Kırmızı, sektörün zorlu bir süreçten geçtiğini ancak tüm yaşananlara rağmen iyi bir performans gösterdiğini belirterek Doğa Sigorta’nın da bu süreçte hedeflerine ulaştığını ifade etti. Doğa Sigorta’nın performansından projelerine, dijitalleşmeden doğal afetlere kadar birçok konuyu ele aldığımız söyleşide Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kırmızı, şu değerlendirmelerde bulundu:

Doğa Sigorta yılın ilk yarısında nasıl bir performans gösterdi? İkinci yarıya dair hedefleriniz neler?

Son 2 yıla baktığımızda sektörümüz için iyi geçtiğini söyleyemeyiz. Son 2 yıla göre ilk yarıyı iyi kapattık diyebiliriz. Doğa Sigorta olarak aslında zor başlayan, yaşadığımız deprem felaketiyle sektörün zorlandığı bir senenin ilk yarısını iyi bir noktada, hedeflediğimiz kârlılıkla kapattık.

‘DİJİTALLEŞMEYE ÖNEM VERİYORUZ’

Orta ve uzun dönemde gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz var mı?

Orta ve uzun dönemde birçok projemiz bulunuyor. Sektörel yeni ürünler üzerine yoğun çalışmalarımız ve yeni çıkarmış olduğumuz ürünlerimiz bulunuyor. İklim değişikliğinden çok sık bahsediyoruz, bununla ilgili birçok yeni sigorta ürünümüz var. Dijitalde de siber ortamda oluşabilecek risklere karşı koruyan sigorta ürünleri var. Sigortacılık kapsamında ortaya çıkan kefalet sigortası gibi ürünleri daha çok geliştirmek ve kullanıcılara, sigortalılara daha iyi hizmet verebilmek için projelerimizi sürdürüyoruz. Son yıllarda Doğa Sigorta olarak dijitalleşmeye önem verdik. Hasar bildirim süreçlerinden üretim sürecine, hasar ödemelerinden hukuksal süreçlere kadar her şeyi dijital bir ortamda gerçekleştirip hata payını neredeyse sıfıra kadar indirmeyi hedefliyoruz.

‘ŞİRKET KÜLTÜRÜ OLARAK İYİ İLETİŞİMİ BENİMSEDİK’

Kurulduğundan beri Doğa Sigorta’nın CEO koltuğundasınız. Nasıl bir yönetim anlayışı benimsiyorsunuz?

Öncelikli olarak şeffaflık ve netlik ile başlayabilirim. Mühim bir sektörde önemli bir şirketi yönetiyoruz. Doğa Sigorta bugün geldiği noktada sektörün önemli oyuncularından biri. CEO’nun yanı sıra ekibimiz sayesinde kuruluşumuzdan bu yana bunu başarılı bir şekilde devam ettiriyoruz. İyi bir ekiple çalışmanız gerekiyor. Bunların yanında iyi iletişim de önemli bir etken. Şirket kültürü olarak iyi iletişimi benimsedik. Çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, sektörün diğer oyuncularıyla, rakip şirketlerimizle, kamu kuruluşlarıyla her zaman iyi iletişim halinde olduk. Taleplerimizi onlara iyi iletişim ile anlattık; onların taleplerini ise netlik ve şeffaflıkla cevaplayarak iletişim kurmaya çalıştık. Bunun neticesinde Doğa Sigorta’nın geldiği noktada başarılı bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Doğa Sigorta’nın tüm yönetici ve çalışanları olarak acentelerimiz ve diğer iş ortaklarımız ile kurduğumuz netlik ve şeffaflık içindeki sıcak iletişim bu başarının önemli bir temelidir.

Dijitale, teknolojik gelişmelere yatırımların arttığı bir dönemdeyiz. Dijital dönüşüm stratejileriniz ve yatırımlarınızdan bahsedebilir misiniz?

Neredeyse tüm süreçlerimizi dijitalleştirmekteyiz. Fakat mekanikleşmeden de uzak durmaya dikkat ediyoruz. Bazen dijitalleşme ve mekanikleşme kavramları karıştırılıyor. Dijitalleşme adı altında mekanikleşmeye geçiliyor. Aslında birçok şey hala insan eli ve zekâsı ile yapılıyor ama dijital zekâ hem hız hem de hata payını daha aza indirmesi bakımından önemli bir unsur. Tüm süreçlerimizde robotları kullanıyoruz. DOSİGO adındaki robotumuzu hasar, hukuk ve acente süreçlerinde; mali işlerde, iş ortaklarımızla olan tüm ilişkilerimizdeki süreçlerde kullanıyoruz. Bu sürekli gelişen bir sistem ve yenilik. Dijitalleşmenin dünyamızın hızına ayak uydurmada en önemli nokta olduğunu düşünüyorum. Dijitalleşme adına attığımız tüm adımları iş ortaklarımızla birlikte gerçekleştiriyoruz. Tüm dijital süreçlerimizi iş ortaklarımız da çok rahat bir şekilde kullanabiliyor. Bunun yanında müşterilerimiz de poliçe üretim süreçlerinden tutun da hasar süreçlerine kadar tüm süreçlerini dijital ortamdan gerçekleştirerek bu imkândan faydalanabiliyor. Önceliğimiz müşterilerimize bu hizmeti sunarken iş ortaklarımızı ve satış kanallarımızı aradan çıkarmamak ve tüm süreçlerimizi satış kanallarımızı kapsayacak şekilde devam ettirip dijital dünyaya daha hızlı ve etkin bir biçimde ayak uydurmak ve kullanmak.

‘DOĞAL AFETLER HAYATIMIZIN BİR PARÇASI’

Doğal afetlerin sigorta sektörüne etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok yakın bir zamanda ülkemiz yüzyılın felaketi olarak değerlendirilen büyük bir deprem atlattı. Arka arkaya meydana gelen depremlerden kısa süre sonra Şanlıurfa ve Adıyaman merkezli bir sel felaketi yaşandı. Ülkemizde sigortacılığa bakış, ihtiyaç olduğunda ortaya çıkan bir gereklilik gibi görülüyor. Yaşanan depremden sonra sigorta yaptırma eğilimi artıyor. Aslında depremden önce bu sigorta yaptırma eğilimi olsaydı yaşanan mağduriyetin en azından ekonomik boyutu sigorta sayesinde karşılanabilecekti. Burada da sigorta bilincinin artırılması için yeterli çalışma yapılmadığını, vatandaşların yeterince bilinçlenmediğini görüyoruz. Depremin öncelikle insani boyutu var. Bunu vicdani boyut, sosyal boyut, psikolojik boyut ve ekonomik boyut takip ediyor. Ekonomik boyutu en kolay atlatmanın yolu ise sigorta. Onlarca milyar liralık hatta dolarlık bu ekonomik maliyetin bir kısmı sigorta tarafından karşılanabildi. Çünkü zorunlu olmasına rağmen DASK poliçelerinde bile %58’lik sigortalanma oranı bulunmakta. Diğer ihtiyari sigortalarda ise bireysel kısımda %10-15 civarında bir sigortalanma oranı görüyoruz. Bu da sigorta tarafında hasarın karşılanma oranına ait tabloyu ortaya koyuyor. Dolayısıyla doğal afetler hayatımızın bir parçası. Doğal afetlerin ekonomik boyutlarını daha rahat atlatabilmek için ise vatandaşlarımızın sigortalarını yaptırması yönünde buradan çağrıda bulunmak isterim.

Sektöre, acentelere ya da müşteriye vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sektörümüz pandemi, pandemiden çıkış ve ekonomik gelişmelerden dolayı yaşanan maliyet artışı süreci ile bu sene yaşanan depremleri kapsayan son 3 yıllık dönemde zorlu bir süreçten geçti. Depremin yaralarını sardığımız bu çok zor döneme rağmen sektörümüz gerçekten iyi bir sınav verdi. Hasar ödemeleri çok hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleşti. Bu noktada tüm sigorta şirketlerine ve reasürörlere teşekkür ediyorum. Sektör olarak bu süreçleri etkin olarak yürütebildik. Şirket olarak biz de bölgede vatandaşlarımızın yanındaydık. Depremin ardından sigortalımız ya da acentemiz olsun olmasın ulaşabildiğimiz herkese ve her yere yardıma koştuk. Bunun yanında sigortalılarımızın hasarlarını ödenmesi için etkin bir şekilde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bu sıkıntılı ve zorlu sınava rağmen şirketimizin de sektörümüzün de iyi bir performans gösterdiğini düşünüyorum. Sektörümüzün 2023 yılını iyi ve kârlı bir şekilde kapatmasını diliyorum.