Balkan: Çözüm bulunmazsa başvurular daha da artar

Balkan: Çözüm bulunmazsa başvurular daha da artar

Türk Nippon Sigorta Teknik ve Reasürans, Hasar, Aktüerya’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Balkan, “Aracın onarım öncesi ve sonrasında sigortacı tarafından görülememesi hem hasar tutarlarını şişirip, hem de onarım kalitesini düşürdüğünden tahkimde kabul görmemesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu başvuruların daha da artacağı ve sektörümüzün tüm paydaşlarının zarar göreceği düşünülmektedir” dedi.

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun, sigortalı ile sigortacı arasındaki gerçek anlaşmazlıkların hızlı bir şekilde çözülmesi için devlet tarafından kurulmuş bir yapı olduğunu hatırlatan Türk Nippon Sigorta Teknik ve Reasürans, Hasar, Aktüerya’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emrah Balkan, gelinen noktaya bakıldığında, başvuruların önemli bir kısmının trafik branşında tazminat ödenmemesi veya eksik ödenmesiyle alakalı olduğunun gözlendiğini söyledi. “Zorunlu bir poliçede bu kadar yoğun bir anlaşmazlık oluşması mevzuatta bazı açık noktalar bulunduğuna işaret etse de, en önemli etkenin bu müessesenin iyi niyetli olmayan bazı yapılar tarafından amacı dışında kullanılması olduğu ve asıl düzenlemelerin bunları önleyici yönde yapılması gerektiği açıktır” diyen Balkan, önü kesilmedikçe olumsuz uygulamalar ve dolayısıyla tahkim üzerindeki yükün arttığını kaydetti.

‘EK YASAL DÜZENLEMELER HAYATA GEÇİRİLMELİ’

Paket dosyalar konusunda değerlendirmelerde bulunan ve bunun mevzuattaki boşluklardan yararlanarak tahkim komisyonun meşgul edilmesi anlamına geldiğini vurgulayan Balkan, “Paket dosyalar uygulaması, avukatlar veya çeşitli aracılar tarafından vekalet ile hasar dosyalarının satın alınması şeklinde değerlendirilebilir. Mevzuattaki boşluklardan faydalanmak için tahkim komisyonunun meşgul edilmesi, gerçek uyuşmazlıkların da zamanında ve etkin bir şekilde çözümlenmesini engellemektedir. Özellikle trafik branşındaki hasar ve değer kaybı uygulamaları idare tarafından standart ve şeffaf yapıya kavuşturulmalı, ayrıca sigortacının başta TTK olmak üzere mevzuattan doğan haklarına halel getiren bu olumsuz uygulamanın önünü kesecek ek yasal düzenlemeler ve denetimler hayata geçirilmelidir” dedi. Aracın onarım öncesi ve sonrasında sigortacı tarafından görülememesinin hem hasar tutarlarını şişirdiğine hem de onarım kalitesini düşürdüğüne dikkat çeken Balkan, bu tarz dosyaların tahkimde kabul görmemesi gerektiğini, aksi takdirde bu başvuruların daha da artacağını ve sektörün tüm paydaşlarının zarar göreceğini ifade etti.

‘HASAR SÜREÇLERİ ŞEFFAF HALE GETİRİLMELİ’

Sigortalıların yanında mağdur 3. kişilerin de bilgilendirilmesinin önemi parmak basan Balkan, “Trafik sigortasının bir sorumluluk sigortası olması dolayısıyla burada bilinçlendirilmesi gereken sigortalılar kadar mağdur 3. kişiler olarak da gözükmektedir” dedi. “Gerekli denetim ve mevzuat altyapısı oluştuğu takdirde hem mağdurlar hasarların bu yöntemle tazmin edilemeyeceğini bilmeli, hem de bu yönteme yol açan tüm unsurlar için ek zararlar doğabileceği tüm taraflara tebliğ edilmelidir. Bunun için hasar süreçlerinin şeffaf hale getirilmesi, mağdurun gerçek iletişim bilgilerine ulaşabiliyor olması, ve hasar süreçleriyle ilgili bilgi aktarımının sağlandığı bir yapının olması gerekmektedir” şeklinde çözüm önerilerini ortaya koyan Balkan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Mağdurlar sigorta şirketlerine hasar ihbarlarını doğrudan yapmalı, bu tarz yapılara geçit vermemelidir. Sigortalılar da ufak kazalarda bile şişen hasar taleplerinin kendi primlerine doğrudan yansıyacağını bilmeli, hasar sürecini mutlaka takip etmelidir. Her hâlükârda mağdurların güvenini kazanacak hasar uygulamaları olmalı, özellikle kaliteli yedek parça temini, güvenli onarım teşvik ve takibi yapılmalıdır.”