
Ayrışma ve bozulmaların yılı: 2022 yılı 6 başlıkta şekillenecek
S&P Global Ratings, 2022 yılını küresel ekonomiyi ve kredi ortamını yeniden tanımlayacak bir ayrışma ve hızlanan bozulmaların yılı olarak görüyor. Küresel ekonomi 2022 yılında yeni belirsiz ve değişken koşullar altında toparlanmaya devam ederken S&P Ratings bu yılı altı başlık altında şekilleneceğine inanıyor.
Sadece bu yılın başlarında yaşanan olaylar, aksaklıkların küreselleşen dünyayı ne kadar hızlı yeniden şekillendirdiğini gösterdi. Yaşanan ve yaşanmaya devam eden zorluklar, kredi piyasalarını kökten değiştirebilecek temel sorunları birleştiriyor. Küresel ekonomi, yeni belirsiz ve değişken koşullar altında toparlanmaya devam ederken değişen tüketici davranışları, küresel tedarik zincirleri ve sermaye akımları; yeniden su yüzüne çıkan negatif kredi rüzgarları, iklim değişikliğiyle mücadele için yenilenen aciliyet, yeni ve mevcut jeopolitik şoklar ile piyasaların hız kazanan dijitalleşmesi tarafından yeniden şekillenecek. Bu çerçevede S&P Ratings, 2022 yılının şu altı tema altında şekilleneceğine inanıyor:
- Yeniden şekillenen toparlanma
- Küresel akışlarda revizyon
- Yeniden ortaya çıkan kredi rüzgarları
- Net-sıfıra doğru
- Jeopolitik değişimler
- Dijital bozulmalar
ENFLASYON TOPARLANMAYI ZORLAYACAK
Küresel ekonomi, talebin arzı aşması ve enflasyonist baskıların sürmesi ile pandemiden sağlam ancak eşit olmayan bir toparlanma yaşarken yapısal değişikliklerle yüzleşmek zorunda kalacak. Toparlanmanın önündeki en büyük zorlayıcı ise enflasyon. Artık makroekonomik tablo enflasyonu kontrol etmeye kaydığı için merkez bankası politikalarının toparlanmayı engellemeden fiyat baskılarını yavaşlatıp yavaşlatmayacağı senaryosu muhtemelen virüsten kaynaklanan mevcut tehditlerden daha önemli olacak. Ukrayna-Rusya kriziyle şiddetlenen enflasyon, para politikalarının sıkılaşmasıyla sürebileceği için değişebilir. Tüketicilerin alım gücü zayıflayabilir. Bunun haneleri nasıl etkileyeceği, devlet desteği ve teşvik paketlerinin çoğunlukla sona erdiği düşünüldüğünde büyük ölçüde değişiklik gösterecek. Bu yıl ekonomiler ve endüstriler içinde kazananlar ve kaybedenler olacak.
KÜRESEL AKIŞLARDA DEĞİŞİM FARKLI ETKİLER YARATABİLİR
Küresel tedarik zincirine baskılar, ilk önce pandemi baskılarıyla tetiklendi ve kısa vadede azalması da pek olası görünmüyor. Küresel ekonomiyi birbirine bağlayan akışlar ise bazı büyük baskılar hafiflese de gergin kalmaya devam edecek. Perakendeciler geçtiğimiz yıl yaşadığı birçok probleme ek olarak şimdi de rekor seviyedeki enflasyon kısmen kalıcı küresel tedarik darboğazlarla körükleniyor. Yüksek piyasa likiditesi gelişmekte olan piyasaları yıllarca destekledi ancak dengesizlikler devam ediyor ve sermaye akışlarının yeniden dağılımı gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde bambaşka etkilere neden olabilir.
YÜKSEK ENFLASYON MERKEZ BANKALARINI ZORLAYACAK
Borçlular, 2022 yılına büyük ölçüde pozitif kredi ivmesiyle giriş yaptı ancak koşullar değişiyor. Birçok bölgede devam eden yüksek enflasyon, merkez bankalarını politika faizi normalleşmesini hızlandırmaya ve varlık alımlarını ucuzlatmaya zorluyor. Bu durum kredi döngüsünde birçok borçluyu operasyonel ve yapısal rüzgârlara maruz bırakacak bir dönüş demek. Şirket gelirlerindeki toparlanma istikrarsızlaşmaya başlarsa da bazı borçlular faaliyet ortamlarını giderek daha zorlu ve borç yüklerini sürdürülemez bulabilir. Bu da kredi kalitesinin bozulması anlamına geliyor. Jeopolitik gerilimler, kalıcı enflasyon ve daha yüksek borçlanma maliyetlerinden kaynaklanan küresel kredi koşullarına yönelik negatif riskler artıyor. Küresel ölçekte 2022 yılı büyük ihtimalle daha sınırlı erişim ve daha yüksek kredi maliyetiyle karakterize edilecek.
NET SIFIR FİNANSMANINDA KİLİT ROL PİYASALARDA
Küresel vatandaşlar, politika yapıcılar, ekonomik aktörler ve diğer piyasa katılımcılarının iklim değişikliğinin fiziksel riskleri konusundaki farkındalığı, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına enerji geçişini hızlandırıyor. Şirketler ve ülkeler karbondioksit emisyonlarına ve ilgili risklere karşı net sıfıra daha fazla yatırım yaptıkça piyasalar net sıfıra giden yolun finansmanında kilit bir rol oynayabilir. Ancak yatırımcılar, şirket kurulları ve hükümet liderlerinin şeffaflıklarını, açıklamalarını ve eylemlerini geliştirecek birtakım kesişen baskıları ve zorlukları ele alması gerekecek. Yatırımcıların ve şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ilkelerine artan katılımı, küresel kredi piyasalarını yeniden şekillendirmeye devam edecek. 2022 yılında ESG değerlendirmeleri, kredi kalitesi için bir fırsat değil daha çok risk olacak. Bununla birlikte, sürdürülebilir finans, toparlanmada ve daha yeşil ve daha adil bir küresel ekonomi inşa etmede önemli bir rol oynayabilir.
JEOPOLİTİK GERİLİMLER DRAMATİK ŞEKİLDE ARTIYOR
Ukrayna-Rusya krizi, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana yürürlükte olan uluslararası siyasi düzeni yeniden tanımlarken Batı’nın enerji güvenliğine odaklanmasını merkezlerine almasına neden oldu. Yaşananlar bir yandan piyasalar arası dalgalanmaları körüklüyor diğer yandan da küresel enerji arzı üzerinde önemli kısa vadeli baskılar ve enerji dönüşümünde potansiyel uzun vadeli etkiler yaratıyor. Belirtmek gerekir ki önceki gerilimler hala devam ediyor. Çin, dış pazarlara ve teknolojiye daha az bağımlı olmaya çalışırken, ABD ile stratejik çatışması hiçbir azalma belirtisi göstermiyor. Güney Çin Denizi bölgesinde artan gerilimler ticaret, yatırımlar ve finansal işlemler üzerinde yük olabilir ve bazı sektörler orantısız şekilde zarar görebilir. S&P Ratings de bu nedenle, bu yıl ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturan kısıtlı ticaret ve sermaye akışlarının artan risklerini gördüklerini belirtiyor.
PİYASALAR YENİ BİR ÇAĞIN ARİFESİNDE OLABİLİR
Teknolojik bozulma, işletmeler ile onların rekabetçi ve endüstriyel dinamikleri ve büyümeyi fonlayan sermaye piyasaları için değişimin öncüsü. Pandeminin günlük yaşamı ve davranışları dönüştürmesi ile işletmelerin dijitale uyumu kolaylaştı. Teknolojilerin bu yıl küresel ekonominin bölümlerini bozmaya devam ettiği görülecek. Blok-zincir teknolojileriyle birlikte finansın dijitalleşmesi ve merkezsizleştirilmesiyle piyasalar yeni bir çağın arifesinde olabilir. Piyasanın dijitalleşmesi yerleşik piyasaların sistemlerini ve iş modellerini hem tamamlıyor hem de bozuyor. Yeni dijital varlık sınıflarının çıkışı ve kabulü, geleneksel risk ve performans değerlendirmelerinin yeni analiz türleriyle birleştirilmesini gerektirecek. Kurumsal yatırımcılardan gelecek daha geniş kabul, kripto paranın ve daha geniş ekosisteminde yeni bir hızlanma aşamasının habercisi olabilir.
